Cuma, Umudun Günüdür Hakkında Detaylar
Cuma günü…
Haftanın diğer günlerinden farklıdır. Sadece bir takvim günü değil, ruhun yeniden nefes aldığı, kalbin Rabbine yöneldiği, gönüllerin bir araya geldiği kutlu bir gündür.
İnsan ne kadar yoğun, ne kadar yorgun olursa olsun; Cuma geldiğinde bir durup düşünür. Çünkü Cuma, sadece bir “gün” değildir — bir hatırlayıştır. Unutulan değerlerin, ertelenen duaların, geciken tövbelerin adeta davet mektubudur.
Cuma’nın Sessiz Daveti
Sabahın ilk ışığında, gökyüzü biraz daha berraktır sanki. Kuşlar biraz daha içli öter, yürekler biraz daha sessiz kalır. Cuma, telaşla değil, sükûnetle karşılanır.
Her Cuma, bir fırsattır. Kalp kırıklıklarını onarmak, dua defterini yeniden açmak, yolda kalmış dualara yeniden “amin” demek için bir başlangıçtır.
Öğleye yaklaşırken bir ezan yükselir semaya… Cuma ezanı.
Sadece kulağa değil, kalbe seslenen bir çağrıdır bu. Birbirine selam veren omuz omuza saf tutan insanlar, aslında aynı rahmetin altına girer.
O anda dua edenin dili farklı olabilir, ama kalbi aynı hakikati taşır: Affedilmek, arınmak ve yeniden başlamak.
Ne kadar hata yapmış olursan ol, ne kadar eksik yaşıyor olursan ol… Cuma seni yargılamaz. Seni kucaklar. “Hadi yeniden başla” der. “Henüz geç değil.”
Cuma, Rabbine yakınlaşmanın, içten bir istiğfarın, gözyaşına değen rahmetin vaktidir.
Cuma günü, sadece ibadet için değil, aynı zamanda kendini hatırlamak için bir vesiledir. Nefsini sorgulamak, gönlünü temizlemek, kalbini onarmak için bir kapıdır.
Unutma:
Her Cuma, yeni bir kapı açılır. Her Cuma, dualar biraz daha göğe yaklaşır. Ve her Cuma, seni Yaradan’a biraz daha yaklaştırır.
Hayırlı Cumalar…
Kalbiniz huzurla, dualarınız kabul ile dolsun.