Sohbet ile İlgili Hadisler Hakkında Detaylar
İnsanoğlu yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır. Kalbinin huzuru, gönlünün ferahlığı çoğu zaman samimi bir muhabbetin içinde saklıdır. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), sohbetin, kardeşliğin ve muhabbetin önemini hayatı boyunca ümmetine bizzat yaşayarak göstermiştir. Onun oturduğu her meclis, gönüllere şifa olan birer sohbet halkasıydı.
Sohbet, sadece konuşmak değildir. Kalplerin birbirine dokunduğu, gönüllerin Allah için bir araya geldiği manevi bir buluşmadır. Bu buluşmalar; kalbi paslardan arındırır, imanı tazeler ve kulun rabbine yönelişini kuvvetlendirir.
Resûlullah’ın sohbetlerinde yer alanlar, yalnızca bilgi değil; ahlâk, edep, ihlâs ve takva da kazanırlardı. Onun sohbet halkası bir okul gibiydi. En bilgeli sahabeler bile o halkada öğrenci olur, huşu ile dinlerlerdi. Çünkü onun her kelimesi ya bir hikmetti, ya da cennete açılan bir kapıydı.
Sohbetin kalbe işleyen bir gücü vardır. Allah Resûlü buyurur ki: “Mümin, müminin aynasıdır.” Sohbetlerde bu ayna etkisi çok daha belirgindir. İyi niyetle yapılan bir sohbet, dinleyenlerin kalbinde yumuşama meydana getirir. Nice günahkâr, bir güzel sözle hidayet bulmuş, nice uzaklaşan kul, bir hatırlatma ile Rabbine dönmüştür.
Efendimiz (s.a.v) ashâbıyla otururken, bazen uzun sessizlikler olurdu. Bu sessizlikler bile ibretlikti. Çünkü o meclislerde boş söz yoktu. Ya hayır konuşulur ya da sükût edilirdi. Zira sohbetin amacı laf olsun diye değil, gönüller dolsun diyedir.
Günümüzde de sohbet halkalarının yeniden diriltilmesi gerekir. Zira insan yorgundur, dünya meşgaleleri arasında kaybolmaktadır. Ancak ihlâs ile yapılan bir dini sohbet, yorgun kalpleri tazeler. Dertlere merhem olur, yalnızlığı giderir. Ve belki de bir tek söz, bir hayatı değiştirir.
Peygamber Efendimizin şu sözü, sohbetin kıymetini ne güzel ifade eder:
“İnsan, sevdiğiyle beraberdir.” Sohbetler, sevenlerin buluştuğu yerlerdir. Allah için sevenler, Allah için konuşanlar ve Allah için susanlar… İşte o meclisler rahmetle kuşatılır, melekler etrafını sarar, Allah da o kullarını över.
Bu yüzden sohbet, sadece konuşmak değil; kalpten kalbe bir yol bulmaktır. İyi bir söz sadaka olduğu gibi, güzel bir sohbet de sadakadır. Bir kalbe dokunur, bir gönle umut olur.
Sonuç olarak, sohbet, İslâm’ın en güçlü gönül bağlarından biridir. Resûlullah’ın izinden giden her mümin, sohbet meclislerine kıymet vermelidir. Çünkü sohbet varsa, birlik vardır. Sohbet varsa, tefekkür vardır. Ve sohbet varsa, rahmet vardır.
İnsan, yalnız yaşamaya müsait yaratılmamıştır. Kalbi, ruhu ve aklı; paylaşmaya, dinlemeye ve anlaşılmaya muhtaçtır. İşte bu ihtiyacın en kıymetli cevabı, sohbettir. Ancak bahsedilen sıradan konuşmalar değil, kalpten kalbe akan, kişiyi Rabbine yaklaştıran, ruhunu besleyen dini sohbetlerdir.
Sohbet; bir gönül eğitimidir. İnsan, dost meclislerinde, güzel sözlerin gölgesinde hem nefsiyle yüzleşir, hem de Rabbine olan yakınlığını fark eder. Özellikle Allah rızası için yapılan sohbetlerde, gönüller arınır, kalpler yumuşar ve gözler hakikate çevrilir.
İman yalnızca bilmek değil, yaşamaktır. Ama yaşamak için hatırlamak gerekir. Sohbetler, unutulan değerleri hatırlatan, insanı dünyadan ahirete yönlendiren köprülerdir. Gönüller bu meclislerde uyanır, zihindeki perdeler kalkar. Zira sohbet, bir nevi kalbin dirilişidir.
Bugün yorgunluklarımızın, bunalımlarımızın, iç sıkıntılarımızın sebeplerinden biri; manevi sohbetlerden uzak kalmamızdır. Modern hayat, insanı kalabalıklar içinde yalnızlaştırırken, sohbet ise yalnızlığa dost olan bir ikramdır. Çünkü Allah için yapılan her söz, bir sadaka hükmündedir. Bir tek cümle, bir gönlü onarabilir; bir tek nasihat, bir hayatı değiştirebilir.
Sohbet meclisleri, bereket meclisleridir. İçinde sadece konuşmak değil, tefekkür, nasihat, dua, zikir ve muhabbet vardır. Bu meclislerde insanlar birbirine ayna olur. Herkes kendi eksikliğini fark eder, başkasının halinden ibret alır, doğruya yönelir.
Her sohbetin bir izi vardır. Özellikle gönülden gönüle akan bir muhabbet, dinleyenlerin kalbinde iz bırakır. O yüzden İslam tarihinde büyük zatlar, sohbeti ilimden ayrı tutmamış, ilimle sohbeti bir bütün olarak görmüşlerdir. Çünkü kuru bilgi, kalbe dokunmaz. Ama hikmetle süslenmiş bir söz, yıllarca unutulmaz.
Sohbetin en güzeli ise, Allah’ı hatırlatandır. O yüzden, kişi kimlerle oturup kalktığına dikkat etmelidir. Zira her sohbet, kişiyi ya yükseltir ya da düşürür. İyi insanlarla yapılan bir sohbet, kişiyi ahirete hazırlar; kötü niyetli kimselerle yapılan sohbet ise kişiyi dünyaya bağlar, gaflete düşürür.
Sohbet, sadece dilin konuşması değil; kalbin konuşmasıdır. Kalbin fısıltısıdır. Sevgiyle, hikmetle ve ihlâsla söylenen her söz, bir tohum gibi kalplere düşer. Ve vakti geldiğinde filizlenir, kişiyi hayra yöneltir.
Bu sebeple, dini sohbetlere katılmak, onları dinlemek ve yaşamak bir müminin ruhsal gıdasıdır. Unutmamak gerekir ki; Allah için yapılan bir sohbet, dünya telaşları arasında bir nefes, ahiret yolculuğunda bir ışık olur.