Toprak Ana Yanıyor Hakkında Detaylar
Dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylar içimi burkuyor. Çok üzülüyorum… Ve bir yandan da öfkeleniyorum.
Ama bu öfkeyi dönüştürmeye, harekete geçirecek bir enerjiye çevirmeye çabalıyorum.
Yaşadıklarımız bana, ataerkil sistemin kadın özünü –yani dişil olanı– yok edişini hatırlatıyor.
Burada kastettiğim, sadece biyolojik kadın ve erkek değil…
Aslında bu, hepimizin içinde var olan dişil ve eril yönlerin savaşı.
Bu sistem çok uzun zamandır hem kadınları hem erkekleri etkisi altına aldı. Her iki cinsiyette de içimizdeki dişil özü bastırdı.
Vicdanı, sezgiyi, merhameti, şefkati, doğayla uyumu… susturdu.
Doğa ise sanki bize şöyle diyor:
“Kadını yok ederseniz, aç kalırsınız. Havasız kalırsınız. Yaşamsız kalırsınız.”
Yani aslında mesele, içimizdeki dişil özün kaybı.
Duygularımızdan, hislerimizden uzaklaştık.
Hayatta kalabilmek için dopamini, serotonini, oksitosini… yani yaşam sevinci hormonlarını, kendi içimizdeki dişil ve eril özün doğal dansı ile üretmek yerine, satın almaya başladık.
Ve şimdi bir çağ başlıyor: Robotlar çağı.
Yaşlanmayan, yorulmayan, hep gülümseyen, kafa sallayan, karşı çıkmayan, sözde “kusursuz” robotlar…
Gerçeğe aykırı bu “oyuncaklar”, hem kadını değersizleştiriyor hem de erkeğin ruhsal gelişimini durduruyor.
Ve evet: Belki yakında yapay ağaçlar bile üretilecek…
Ama bunun sonu neslin tükenişi.
İçimizdeki dişil özü uyandırarak, onunla dengelenmiş sağlıklı bir eril özle yeniden ayağa kalkmalıyız.
Birlikte yaşamı yeniden var etmek için, hep birlikte uyanmalıyız.
Hem içimizdeki barışı kurmak hem de dış dünyaya katkı sunmak için, bu kutsal pasajla seslenmek istiyorum:
“İnsanlık dünyası iki kanattan oluşur: erkek ve dişi. Bu iki kanat güç bakımından eşit olmadığı sürece kuş uçamaz. Kadınlık, erkekle aynı seviyeye gelene, aynı faaliyet alanından yararlanana kadar, insanlık için olağanüstü bir başarı elde edilemez; insanlık gerçek başarının zirvelerine kanat çırparak ulaşamaz. İki kanat güç bakımından eşit olduğunda, aynı ayrıcalıklara sahip olduğunda, insanın uçuşu son derece yüce ve olağanüstü olacaktır.”
Toprak Ana’ya gereken özen ve hak ettiği değer verilmezse, yaşam da mümkün olmaz.
Ve erkeğin doğasındaki gücün verilme amacı ya da kadının özünde verilen eril öz kadını, doğayı ve ya kadını korumak içindir ki hem neslin devamı söz konusu olabilsin hem de biyolojik yaşam!
Fark edebilmek ümidiyle… Gürcan Giray